• 18 Temmuz 2025 14:27

İsrail, Süveyda’yı neden vurdu? Dikkat çeken Yeni Ahit detayı: ‘Türkiye aleyhine planlar var’

Byadmin

Tem 18, 2025

Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – 16 Temmuz Çarşamba, tıpkı 2024’ün temmuz ayında yaşananlar gibiydi. İsrail 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’ye saldırılarını sürdürürken geçen yıl temmuzda Yemen’e bu yıl ise İran’ın ardından bir de Suriye’ye saldırdı.Bölgede kendisinden başka kims enin güçlenmesine tahammülü olmayan İsrail, Suriye’ye saldırarak neyi planlıyor olabilirdi? Osmanlı döneminde ‘Mecdel Sevde’ adıyla anılan Süveyda neden vurulmuştu? Yani Ahit’te geçen birkaç sözcük, bugünlerde yaşananların kaynağı mıydı? Türkiye nasıl adım atmalıydı ve tam da PKK silah bırakırken bölge yeniden mi karıştırılmak istenmişti? Netanyahu’nun yargılanması da sık sık gündeme gelen sorulardan biriydi ve aslında hiç de yeni değildi. Yıllardır işgal ve zulümle hâkimiyet kurmaya çalışan İsrail, belki de sınırları değiştirecek bir savaş çıkarmak için elinden geleni yapıyor gibiydi. İsrail ve Suriye arasındaki bu çatışmalar sürerken perde arkasındaki her şeyi, Yeni Ahit detayı ve Türkiye’nin duruşuna ilişkin şifrelerini Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı ve Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (ORDAM) Müdürü Prof. Dr. Zekeriyya Kurşun ve Suriye’nin kritik hamlelerini ve durumun askeri-terör boyutunu TASAM Başkan Yardımcısı Emekli Tuğgeneral Prof. Dr. Fahri Erenel, Milliyet.com.tr’ye anlattı.

İSRAİL’İN VURDUĞU SÜVEYDA ASLINDA NERESİ?

8 Aralık 2024’te Esad Rejimi’nin düşmesiyle kutlamalara sahne olan Şam Meydanı’ndan bu kez dumanlar yükseliyordu. İsrail, Süveyda ve Şam’ı hedef almış ve önemli noktaları vurmuştu. Bunlar arasında Suriye Genelkurmay Başkanlığı da vardı. İsrail’in hedefindeki, Dürzilerin yoğunlukta olduğu Süveyda, aslında hiç de sıradan bir yer değildi. Çünkü Süveyda, Suriye’nin bölünmesine yönelik adımların atıldığı bir noktaydı. Suriye Geçici Hükümeti Başkanı Ahmet El Şara’ya göre de Süveyda demek Suriye’nin tamamı demekti. Bunun yanında Osmanlı Dönemi’nde ismi ‘Mecdel Sevde’ olan Süveyda’nın İsrail için başka bir anlamı daha olabilir miydi?

Ağırlaştırılmış müebbet isteniyordu, ama o elini kolunu sallayarak dolaşıyormuş: Kazdıkça pislikleri ortaya dökülüyor

Bu soruyu sorduran sebep, İbranice ‘kule’ anlamına gelen ‘Mecdel’, Talmud’da ve Yeni Ahit’te bahsi geçen, antik Filistin’de iki farklı yerin adıydı. Mecdel sözcüğü ile iki noktadan birinin kastedildiği düşünülüyordu. İlki Mecdel Gadar’dı. Yani Ürdün Nehri’nin kollarından Yarmuk Nehri’nin kıyısında, günümüz Umm Kais yakınında bir nokta. İkincisi ise Mecdel Nunayya’ydı. Yani, Celile Denizi (Taberiye Gölü) kıyısında bir kasaba. Nunayya ‘balık’ anlamına gelir. İsrail’deki Kirbet Mecdel kasabasının da, bu tarihi kasabanın yerinde olduğuna inanılırdı. Peki eski ismi Mecdel Sevde olan Süveyda’nın bununla bir ilgisi olabilir mi? İsrail’in Şam ve Süveyda’yı hedef almasının nedenleri arasında Yeni Ahit’in etkisinin olup olamayacağını Prof. Dr. Zekeriyya Kurşunşöyleanlattı:

“Yaşananlar çoğunlukla kehanetle ya da Tevrat’ta dayandırılan bir takım anlatılar, Musevi ve Yahudi Kahinlerin ifadeleriyle hem bölge üzerinde hem de işte gelecekle ilgili kafalarında kutlaştıkları anlayışlarla anlatılıyor. Ancak bugünkü mesele sadece Süveyda Suriye’nin sınırları içerisinde yaşayan Dürzilerin yaşadığı bölgelerin kendileriyle doğrudan doğruya anlamlandırmak yerine aslında bölgede ciddi bir istikrarsızlaştırma arayışları içerisinde olduklarını unutmamalıyız.”

Prof. Dr. Kurşun, sözlerine Süveyda’daki Dürzilerin yoğunluğuna dikkat çekerek devam etti. Çünkü bugün yaşananlar Dürzilerle yakından ilgiliydi. Netanyahu, Dürzi kardeşlerimizin hakkını savunacağız derken, Ahmet El Şara da benzer cümleler kuruyordu. Peki ama hangi lider dürzileri nasıl koruyacaktı?

Alıntı Metni


AMAÇ, SINIRLARI DEĞİŞTİRECEK 3’NCÜ DÜNYA SAVAŞI ÇIKARMAK MI?

İsrail, İran’a saldırdığında da benzer konular konuşuluyordu ve bölgede kendisinden başka bir güç istemediği çok açıktı. Ancak bugünlerde Esad Rejimi’nin bitmesiyle ‘yeni bir Suriye’ kuruldu ve farklı bir güç doğdu. Üstelik Türkiye’nin desteği ve bölgedeki söz hakkı da bu gelişmeyle arttı. Prof. Dr. Zekeriyya Kurşun, İsrail’in kuruluşu için anlatılanların bir komplo teorisi değil, gerçek bir hayal olduğunu ise bölgede yükselen her gücü baltalayarak nasıl gerçekleştirmek istendiğini şöyle anlattı:

“Bölgeyi istikrarsızlaştırma çabasındaki İsrail, bir şekilde bütün sinir uçlarına dokunmak suretiyle bölgede var olan dengeleri alt üst etmek istiyor. İsrail’in kuruluşuyla ilgili söylemleri eskiden bir komploymuş gibi anlatılırdı. Ancak yaşananlar bunun bir komployu değil bir hayal olduğunu ve bu hayali hayata geçirmek için de İsrail’in silah baronlarıyla müşterek şekilde hareket ettiğini söyleyebiliriz. Bölgedeki genişleme İsrail’in mevcut durumunu kendi lehinde birazcık daha ilerletmesi, konuyu Türkiye’yi de ilgilendir hale getiriyor. Aslında İsrail 1969’dan bu yana bölgede kendisine ‘dur’ diyecek bütün güçleri kontrol ede ede bu noktaya kadar gelmiştir. Büyük ölçüde uluslararası sistemin meseledeki duyarsızlığı, eylemsizliği ve Birleşmiş Milletler’in daha 1967’de aldığı 202 sayılı kararın, yani yaptırım gerektiren o kararın hayata geçirmemiş olması sürekli bölgedeki önemli yapıları baskı altına almıştır. Özellikle Arap toplumunda başta Mısır olmak üzere keskin şekillerde eylemsiz ve etkisiz kılınmıştır. İsrail’in, bölgede barışı ve istikrarı sağlamaya çalışan Türkiye’nin aleyhinde olabilecek, oluşabilecek bir arayışın içerisinde olduğunda kuşku yok. Çünkü Türkiye, yeni Suriye devletinin oluşmasından sonra açık ve net bir şekilde Suriye’nin bütünlüğünü ve bölgede barışını isteyen açıklamalar yaptı. Bu da İsrail’in istikrarsızlaştırma çabasına ters.”

Özay Şendir yazdı: Türkiye ile İsrail ne zaman savaşır?..


Çatışmaların bölgesel boyutunun yanında, İsrail içinde Netanyahu karşıtları ve yargılanmasını isteyenleri kapsayan noktaları vardı. Peki Netanyahu’nun 2025’te yargılanması gündemdeyken pek çok noktaya saldırıyor olması bir çırpınış olabilir miydi? Yoksa her şey, sinir uçlarından sonra ‘sınır uçlarına’ da dokunmak mıydı? Prof. Dr. Kurşun bu konuya ilişkin şöyle konuştu:

Alıntı Metni

‘SURİYE ESAD’DAN SONRASINA HENÜZ HAZIR DEĞİLDİ’

Suriye yıllar süren Esad Rejimi’nden sonra her şeyin düzeleceği ve halka yapılan zulmün biteceği umuduyla 8 Aralık 2024’te Şam meydanında kutlamalara sahne olmuştu. Ancak yeni rejim, acı tablolara sahne olan eski rejim gibi bir düzeni hemen kuramazdı. Bu kez halkla ve çevre ülkelerle sağlıklı bir ilişki kurulmalı, akan kan ve gözyaşı durmalıydı. Prof. Dr. Fahri Erenel, bu noktada yeni kurulan geçici hükümetin bazı noktalarda hazırlıksız yakalandığına dikkat çekiyordu. Üstelik yaşananlar da tek bir olay gibi değerlendirilemezdi. Zincirin halkaları İran’dan sonra Suriye topraklarındaydı!

“Esad’ın en azından ortaya kurmuş olduğu bir gücü ve kendi tarzında, Suriye’nin birliğini sağlama isteği vardı. Ancak sonrasındaki sürece Suriye hiç hazır olmadığı için anayasa görüşmeleri yapılsa, çok çalışma yapılsa da hiçbir sonuç vermedi. Bu sürecin de İsrail’in İran’a yöneliş saldırısının bir parçası olduğunu düşünüyorum. Yapbozun parçalarını yerine koyduğumuzda tek başına bir hamle değildi. Bu hamle ile birlikte ne oldu? Lübnan’ın gücü zaten etkisiz hale getirilmişti. Bu hamle İran’daki 3’ncü direniş ayağının da kırılmasına yol açtı. Yani Hamas’ı etkisiz hale getirmek, Cumhurbaşkanı etkisiz hale getirmek ve İran’daki Filistinlileri etkisiz hale getirmek hareketi vardı. İsrail akabinde ne yaptı? Şara bile gelse yine bombalamalara devam etti. Yani aslında İsrail’in bugün yaptığını gördüğümüz şeyin tek farkı nedir? Suriye’nin direkt merkezini, genelkurmay yönetim merkezini hedef almasıdır. Aslında onun öncesinde Halep’e, Hama’ya ya da Şam’ın, kenar mahallelerine, Şam’ın dışındaki Dara’ya birçok saldırılarda bulundu. Hatta Golan Tepelerinden daha da içeriye girdi. Dolayısıyla şu mesajı vermişti aslında ABD’yle birlikte, Evet Şara, biz seni yönetime getirdik, yönetimdesin. Şu anda ama bizim dışımızda ve bizim bilgimiz dışında hiçbir şey yapamazsın.” – Prof. Dr. Fahri Erenel


PKK’NIN SİLAH BIRAKMASININ ETKİSİ NE OLACAK? ‘10’A YAKIN TERÖR ÖRGÜTÜ VAR’

Terör öğütleri ülkemizde ve sınırlarımızda pek çok komşumuza rahatsızlık veriyor, maddi manevi kayıplara neden oluyordu. 40 yıldan uzun bir süre sonra geçtiğimiz günlerden PKK’nın silah bırakması ‘kanın durması’ anlamında umut ışıkları yakmıştı. Ancak bölgedeki tek terör örgütü PKK değildi. Peki PKK’nın silah bırakması Suriye’de neleri beraberinde getirecek? Prof. Dr. Fahri Erenel de buna dikkat çekerek ‘Beka Vadisi’ndeki terör yapılanmasını anlatarak sözlerini şöyle noktaladı:

Alıntı Metni
Devlet memurlarına yarı zamanlı çalışma hakkı Resmi Gazete’de yayımlandı
Konut alacaklar dikkat! Yüksek faize rağmen satışlar patladı: İşte nedeni

By admin

esenyurt escort beylikduzu escort esenyurt escort avcilar escort esenyurt escort avcilar escort atakoy escort esenyurt escort atasehir escort beylikduzu escort beylikduzu escort bahcesehir escort beylikduzu escort mecidiyekoy escort bagcilar escort bakirkoy escort istanbul escort anadolu yakası escort avcılar escort üsküdar escort başakşehir escort beykoz escort